Ana içeriğe atla

GALATASARAY'IN CARLOS CUESTA TRANSFERİ

Galatasaray, ara transfer döneminde savunma hattını güçlendirmek adına önemli bir hamle yaptı ve Kolombiyalı stoper Carlos Cuesta’yı kadrosuna kattı. Ancak bu transfer, taraftarlar ve futbol otoriteleri tarafından farklı açılardan değerlendirildi. Bir yandan genç ve atletik bir oyuncunun takıma kazandırılması olumlu bir adım olarak görülürken, diğer yanda sürecin planlı ilerleyip ilerlemediği ve Cuesta’nın Galatasaray’ın öncelikli hedeflerinden biri olup olmadığı sorgulanıyor. Özellikle Nelsson’un düşük bir bedelle takımdan ayrılmasının ardından Cuesta için 8 milyon euroluk bir anlaşmaya varılması, transferin mali boyutunu da tartışmalı hale getiriyor. Peki, Cuesta bu tartışmaları performansıyla geride bırakabilecek mi?

Öncelikle Cuesta’nın profiline baktığımızda, 1.79 boyunda, atletik ve hareketli bir stoper görüyoruz. Ancak modern futbolda stoperlerin fiziksel özellikleri büyük önem taşıyor. Günümüzde kısa boylu stoperler oldukça nadir boy göstermektedir. Manchester United’da Lisandro Martínez gibi bir örnek var, ancak genel eğilim daha fiziksel, hava toplarında dominant oyunculardan olduğu görülmektedir. Cuesta’nın boy dezavantajına rağmen atletizmi ve dinamizmiyle bu açığını kapatıp kapatamayacağı büyük merak konusu.

Cuesta’nın transfer sürecinde dikkat çeken bir diğer detay ise sürecin gelişimi. Transferin arkasında milli takımdan takım arkadaşı Davinson Sanchez’in olması ve Sanchez'in referansıyla teknik direktör Okan Buruk’un bu transfere olumlu yaklaşması öne çıkan unsurlardan biri. Bununla birlikte, Galatasaray’ın Cuesta öncesinde farklı isimlere yöneldiği, fakat bu oyuncularla anlaşma sağlanamayınca Cuesta’ya yönelindiği de konuşulanlar arasında.

Transferin mali boyutuna geldiğimizde, Cuesta için 8 milyon euroluk bir anlaşmaya varıldığı belirtiliyor. Oysa Victor Nelsson’un Roma’ya 500 bin euroya bırakıldığı düşünüldüğünde, bu transferin ekonomik açıdan ne kadar mantıklı olduğu tartışmaya açık. Nelsson, Danimarka Milli Takımı’nın stoperi olarak güçlü bir profile sahipken, Cuesta Belçika Ligi’nden geliyor ve henüz üst düzey bir Avrupa deneyimi yok.

Sistem açısından bakıldığında, Galatasaray’ın bu sezon hangi formasyonu benimseyeceği de Cuesta’nın performansını doğrudan etkileyecek bir faktör. Eğer 3’lü savunma oynanırsa, Cuesta’nın sağ stoper olarak görev yapması muhtemel. Ancak 4’lü savunmada Davinson Sanchez’in zaten sağ stoperi kapattığını görüyoruz. Bu durumda Cuesta’nın sol stoperde mi, yoksa kulübede mi olacağı sorusu akıllara geliyor. Öte yandan, Galatasaray’ın bek rotasyonunda eksikler olduğu düşünüldüğünde, 3-4-1-2 sistemine geçiş yapma ihtimali oldukça yüksek görünüyor.

Sonuç olarak, Cuesta’nın transferi modern futboldaki kısa stoper algısı açısından riskli bir hamle gibi görünüyor. Ancak atletizmi ve takımla olan kimya uyumu bu transferin başarısını belirleyecek en önemli unsurlar olacak. Transferin eleştirilmesinin temel noktalarından biri de Cuesta’nın Galatasaray’ın ilk hedeflerinden biri olmaması. Planlı bir transfer süreci yerine, alternatiflerin tükenmesi sonucu yapılan bir hamle gibi duruyor. Yine de, futbol bazen sürprizleri sever. Cuesta, beklentileri aşan bir performans gösterebilir mi? Bunu zaman gösterecek...

Kaynak

 Carlos Cuesta Profili – Transfermarkt

 Galatasaray Resmi Web Sitesi

NTV Spor

Fanatik

 Smarterscout Futbol Analizi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ENDÜSTRİYEL FUTBOLUN SALT BİR OYUN OLMAKTAN ÇIKIP BİR TÜKETİM KATEDRALİNE DÖNÜŞMESİ

Hayatın içinde ki yaşamlar gibi futbol takımları da bazıları zengin yaşamları, bazıları orta yaşamları, bazıları da hayatta var olabilmeyi amaçlamaktadır. Belki de bu yüzdendir en çok bizi bir takıma yönelik fanatizm tutkusunu tattıran. Bireyler kendileriyle tuttukları futbol takımını özdeşleştirirler ve böylece bazılarımız olmak istediğimiz konumda başarılı olan kulüpleri pekiştirip bir taraf oluruz. Bazılarımız hayatın verdiği ağır mağlubiyeti kabul edip kendi yaşamımız gibi bir türlü başarılı olamamış kulüp taraftarı oluruz. Bunun izahı ancak tuttuğu takımla kendi yaşantısını paralel çizgide yaşayan fanatik taraftarlarca açıklanabilir.  Futbolun dünyada insan hayatının olduğu her alana nüfus ettiği gerçeği bu oyunun ne kadar büyük bir potansiyel gücünün olduğunu göstermektedir. Kapitalist sistemde   bu gücün kullanılması demek sömürülecek  bireyler demektir. Günümüz   endüstriyel kapitalizmin bireyleri tüketen birer robotik varlıklar haline getirdiği bu sistemin f...

HEP Mİ BİR AKSİLİK!

Hep mi bir aksilik! Sezonu, Gol krallığı yarışında 2'nci sırada bitiren Enes Ünal'ın Transferi başka bir sezona kaldı. Enes Ünal, Bursaspor'da gösterdiği başarılı performansıyla dikkatleri üzerine çekmiş bir futbolcuydu. Özellikle Türkiye’de Basın, onu “Wonderkit” yetenek olarak medyada sürekli olarak gündemde de tutuyordu. Yine aynı dönemde Enes Ünal, Avrupalı gözlemcilerin de takibindeydi. Türkiye'nin santrafor ihtiyacı olduğu bir dönemde, Enes Ünal potansiyeli ve yeteneğiyle ön plana çıkan bir oyuncu olarak Türkiye’nin santrafor susuzluğuna bir çare olarak düşünülüyordu. Enes Ünal, Bursaspor'da geçirdiği süre boyunca golcülüğü ve golcü fiziğiyle ön plana çıktı. Genç yaşına rağmen saha içindeki zekası, hızı ve gol vuruşlarındaki becerisiyle büyük bir etki yaratıyordu. Bu performansıyla Avrupalı kulüplerinin de dikkatini çekti ve kariyerini yurtdışında sürdürme fırsatını ona verecek, uluslararası ağı olan Manchester City’e 26 Haziran 2015 tarihinde Bursaspor’un r...