
Durum bu kadar basit işte rekabet anlayışını ortadan kaldırmak demek başarısızlığa ayna tutmak demektir. Öyle ki rekabet alanını oluşturacak argümanlara sahip değilsen bu kendi sandalyesini ayağının altından tekmeleyen idam mahkumuna benzer bir hal almaktadır. Yani alt yapı sistemin yok, alt yapı tesisleşmen kötü, alt yapı hocaların işin eğitimini almamış, senin kapına gelip beğenmediğin oyuncuları Avrupa’da dev kulüpler oynatıyor, sen bu adamdan topçu olmaz deyip gönderiyorsun bu düzende oturmuş çorap gibi sürekli sistemi değiştiriyorsun. Bir gün inşaat sektöründen biri gelip sana ben futbolu daha iyi bilirim diyor diğer gün gaz sektöründen biri gelip ben daha iyi biliyorum deyip dönecek olan tekere çomak sokmaktadır. Bu sistemde yürütülen yapı çökmeye ve tökezlemeye mahkumdur! Her işin bir erbabı bir ustası, bir zanaatkârı, bir profesyoneli vardır. Onu da geçtim, örnek almak kötü bir şey değildir, iyi olanı örnek aldığın sürece doğru yola er ya da geç ulaşırsın elbet. Bakalım dünyadaki sisteme dünyadaki yetiştirilen futbolcu havuzuna nasıl oluyor, bu işler tamam ben inşaat sektöründen, ben gaz sektöründen geldim ama bakalım dünyada bu sistem nasıl oluyor? Diye sorgulamadan alınan her şeyi ben bilirim bütün kararları ben veririm havası zarardan başka bir getiri sağlamayacaktır. Dünyanın beş büyük ligine bakıldığı zaman hiçbir ligde bu karara benzer bir yaptırıma rastlamıyoruz. Bu anlamda başarılı olan diğer Avrupa ülkelerinde de bu karar uygulanmıyor.
1.
Portekiz
| her yıl milyon dolarlık transferleriyle Avrupa'daki kulüplere futbolcu ihraç
eden Portekiz’de yabancı sınırı veya sahaya kaç tane yabancı futbolcu çıkacak
sınırlaması yoktur.
2.
Hollanda
| geçmişten beri futbolda her daim söz sahibi olmuş olan ülkelerin başında gelen
Hollanda’da böyle bir yaptırım bulunmamakta. Alt yapılaşmanın sistematik
şekilde oturtturulmuş olan Hollanda’da sadece 18-19- ve 20’li yaşlara en az
asgari ücret olacak şekilde maaş şartı bulunmaktadır.
3.
Belçika
| son yıllarda özellikte Avrupa’nın önemli kulüplerine yapılan futbolcu transferiyle
adından söz ettiren ve milli takım bazında önemli başarılar elde eden Belçika’da
yabancı sınırlaması yoktur. Sadece takımlar asgari 6 adet alt yapıdan yetişmiş
futbolcu şartı konmaktadır. İster oynat, istersen kulübede beklet.
4.
Avusturya
| Günümüz futbol piyasasında transfer açısından büyük takımlarda futbolcu bulundurma
açısından önemli bir yere sahip olan Avusturya’da böyle bir kural yoktur. Tek
kural yerli 10 oyuncunun Kulüplerin kadrosunda bulundurma zorunluluğu Vardır.
Bunlar 5 büyük ligin yanında başarılı olan ülkelerdi birde çeşitli
sınırlandırmalarla kendi futbol ilkelerini uygulayan Avrupa ülkelerine bakalım.
a)
Rusya
| Rusya eski ihtişamlı futbol günlerinden oldukça geridedir. Özellikle Avrupa kupalarında
Rus takımlarının başarı grafiği pek iç acıcı değildir. Rusya’da yabancı
kısıtlaması kısmen kullanılıyor. Kulüpler istediği kadar yabancı futbolcu
alabiliyor ancak sahaya en fazla 7 yabancı futbolcu ile çıkına biliniyor. Rusya
ikliminin özellikle kış aylarında futbolu olumsuz etkilediği gerçeğini de düşünecek
olursak bu kuralın ne kadar başarılı olacağı aşikâr bir durumdur.
b) Romanya | Romanya son yıllarda gerek kulüp bazında gerekse milli takımlar bazında futbol da başarısız sonuçlar almıştır. Dobrin, Hagi Popescu, Boloni, Lacatus gibi yıldızlardan sonra Avrupa’da başarılı olan Romen oyuncunun olmadığı Romanya’da yabancı sınırlamasının çok katı bir şekilde uygulandığını görüyoruz. Romanya’da kulüpler 5 yabancı transfer etme hakkına sahipler. Son yıllarda Romen futbolunun yetiştirdiği yıldız potansiyeline sahip tek futbolcu efsane George Hagi’nin oğlu lanis Hagi’dir oda, İskoç futbol takımlarından Glasgow Rangers forması giymektedir.

Görüldüğü üzere kısıtlamanın olduğu ülkelerin başarı grafiği
ve başka ülkelere futbolcu ihraç etme konusunda oldukça düşük bir seviyededir. Avrupa'nın
beş büyük liginde ise yabancı kuralı şu şekildedir;
1.
İngiltere
| İngiltere’de yabancı futbolcu kriteri milli takım bazında bir kritere tabi
tutuluyor. Öyle ki yabancı futbolcu son 2 sezonda milli takıma alınmış olması
gerekiyor.
2.
İspanya
| İspanya’da AB pasaportu olan futbolcuları yerli oyuncu olarak görüyor AB pasaportu
olmayan oyuncu hakkı ise 3 olarak belirlenmiş durumdadır.
3.
Almanya
| Almanya’da yabancı futbolcusu sınırı kulüpler için belirli sınırlamalara
bağlı olarak sınırsız uygulanmakta. Alman kulüpleri kendi yerli oyuncularından
en az 12 alman oyuncu bulundurmak zorunda ayrıca 12 alman futbolcuda 8’i alt
yapıdan yetişmiş olma zorunluluğu uygulamaktadır.
4.
Fransa
| Fransa’da AB pasaportu bulunan futbolcular yerli statüsünde oynayabiliyor. AB
pasaportu olmayan futbolcu oynatma sayısı ise 4 olarak uygulanmaktadır.
5. İtalya | yabancı sınırının bulunmadığı İtalya’da AB pasaportu bulunun futbolcular yerli statüsünde oynamaktadır. AB pasaportu olmayan oyuncu oynatma hakkı ise 5 olarak uygulanmaktadır.

Futbolda başarılı olan kulüp ve ülkelerin yabancı konusundaki
tutumları böyle iken, bizim onları örnek almak yerine sürekli bir deneme
yanılma yoluyla öğrenme sevdasından vazgeçmemiz gerekmektedir. İşin sistemini
oturtmamız gerekmektedir. Yabancı sınırının olmadığı geçen yıllarda milli takım
bazında başarılı olduğumuz gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Yine yabancı
sınırının olmadığı süreç Avrupa’ya en fazla futbolcu ihraç ettiğimiz dönemdir
bununda göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Futbol gelişimi için belirli
bir sisteme geçilip bu sisteme zaman verilmesi başarı açısından önem arz
etmektedir. Son olarak Hollanda futbolunun efsane isimlerinden Johan Cruyff’un
şu sözüyle noktayı koyalım, “futbol basit bir oyundur, ancak zor olan onu basit oynayabilmektir” demiş Basit
oynama umuduyla…


Yorumlar
Yorum Gönder