Ana içeriğe atla

ZAFERİN ADAMI J.K.


30 Yılın Ardından Gelen Şampiyonluk ve Premier Lige Şah Çekip Mat Eden Bir Alman.

Futbolda her şey değişir, taktikler değişir, stiller değişir, pozisyon anlayışı değişir. Değişmeyen tek şey ne yaparsan yap iyi oyun oyna ve başarılar kazan. Çünkü iyi oyunu başarılarla taçlandıramazsanız, bir noktada başarısızlıkla mükafatlandırılırsınız. 30 yılda değişen 11 teknik adam ve 2015'te göreve gelen kulübün 11. teknik direktörü Jürgen Norberd Klopp. Göreve geldiği 2015 yılında "Bize zaman tanıyın 4 yıl içinde şampiyonluk yaşayacağız" ifadeleriyle aslında şampiyonluğun temellerini çoktan atmıştı. Klopp’un bu başarısı bir anda olmadı sistemsel çalışmanın getirdiği bu başarı aslında bir başka gerçeğide ortaya koyuyor ve Klopp’un takımı artık bir misyon bir vizyon sahibi ve korkutan bir rakip olarak ön plana çıkıyordu. 5 yılın sonunda Klopp’la birlikte hem şampiyonlar liginin kazanılması hem de Primier lig kupasının kazanılması Liverpool adına yatırımların ve emeklerin boşa gitmediğinin bir göstergesidir. 4-3-3 ofansif taktiğiyle oynayan alman menajer topla oynamayı ve oyunu rakip yarı sahaya yığma mantalitesine sahip bir teknik direktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Takımı adına en büyük kozlarından biri de bu olmuştur. Bunun yanında top rakipteyken birden fazla futbolcuyla topa sahip olan oyuncaya baskı yapıp oyuncuyu hataya zorlaması, rakip açısından oldukça güç bir durumdur ve genelde hata ile sonlanıp özellikle ileri üçlü forvet hattının golle sonuçlandırmasıyla oluşan bir taktiktir. Her teknik adamın bir oyun tarzı vardır, bunlardan öne çıkanlar ise, bir topa sahip olmak isteyen teknik adamlar iki topu rakibin oynamasına izin veren teknik adamlar. Hücum düşünen teknik direktörler buna paralel olarak topunda kendi takımında olmasını isterler. Topu rakibine verip geriye yaslanan teknik direktörler ise kontra atağı kendilerine belirleyici taktik olarak görmektedirler. Klopp’un hücum eden bir takım düşüncesi ve topla olabildiğince çok oynama arzusu geldiği ilk yıl olan 2015 yılında elindeki kadroyla da alakalı olarak olumlu sonuç vermedi.

Jürgen Klopp'un aklı futbolcularında - Aspor

Sonraki yıllarda ise kafasındaki oyun sistemine uyacak oyuncular transferlerinin bir bir gerçekleştirdi. Çünkü futbolda işler domino taşları gibiydi bir nokta yanlışsa eğer diğer doğru noktalarada etki ediyordu. Yanlış yolda hedefe varılamazdı ve Klopp ilk hamlesini Sadio Mane ile gerçekleştirdi. Bir sonraki hamlesi takımın içindeydi Almanya’da rüzgarlar estiren ancak Liverpool’da bir türlü bekleneni veremeyen Roberto Firmino’nun mevkisinde değişikliğe gitti. İlerisi için üçlü hücum düşüncesinde olan Klopp sola Mane, ortaya Firmona, sağ içinde Roma ‘dan Muhammet Salah’ı aldı. İlerisi tamamdı ancak kafasındaki oyun sistemi için henüz eksikler tamamlanmamıştı. Takımın orta sahasını toplayacak bir maestro gerekliydi. Takıma liderlik yapacak takımı toplayacak birine. Bu noktada gözler takımın kaptanı Henderson’da idi. Klopp’un oyun sistemi için hücum, orta sahadan sonra geri defans hattının çok sağlam olması gerekiyordu ve Klopp’un Liverpool’u Virgil van Dijk’i defansın bel kemiği yaptı. Daha sonra Robertson’la sol beki tamamladı. Sağ bek için ise alt yapıdan Trent John Alexander-Arnold getirildi. Virgil van Dijk’in yanına Gomez’i yerleştiren Klopp iki yılda rakiplerine göz dağı veren bir takım haline geldi. Ancak henüz tamamlanmamış bir nokta vardı ve belki de bu nokta onlara bir şampiyonlar ligini kaybettirip daha sonra kazandıracak olan bölgeydi, tabi ki kaleci eksikti bu takımda. Öyle ki şampiyonlar ligi finalinde Loris Karius’un yediği hatalı goller sonucunda Real Madrid kupayı finalde müzesine götürmüştü. Bu süreçte Avrupa liginde final oynayan Liverpool Sevilya’ya mağlup olmaktan kurtulamamıştı. İşin açıkçası dönemin kalecisi Simon Mignolet yenilen üç golde de daha iyi performans sergileyebilirdi. Klopp’un kafasındaki takımın son parçası için rekor bir transfer ücreti ödendi ve Roma kulübünden Alisson Becker’i 65 milyon Euro’ya transfer ettiler. Bir kaleciye bu denli yüksek bonservis ödenmesi eleştirilse de şu an ki durumda aslında verdiklerinin yanında kazandıkları daha önemli noktada. Bu transferle birlikte harcanan bonservis ücretleri tartışma konusu olsa da Klopp’un kurduğu takım başarılarıyla bu tartışmalara son verdi. Klopp’un iki mantalitesi vardı. Bir saha dışı taraftarlarıyla olan, 30 yılın verdiği kupasızlık hasretiyle oluşan güvensizlik, umutsuzluk havanın değişmesi. İki saha içinde son ana kadar son saniyeye kadar mücadeleden, disiplinden kopulmaması.

Futbolun taktiksel evrimi

Bu iki mantalitesinde başarılı olan alman menajer hem taraftarı tekrar kazandı hem de saha içinde mücadeleden asla vazgeçmeyen bir takım oluşturdu. Bir çok takımın rüyası olan Şampiyonlar ligi kupasını Tottenham’ı finalde yenerek müzesini götürse de ligde 97 puanla ikinci olmanın verdiği burukluk kutlamalarda kendini gösteriyordu. Kupasız 30’cu yıla girildiğinde klopp’un 2018 – 2019 yılında trajikomik ikinciliği akıllarda yer edinmişti bu sezon yani 2019-2020 sezonu şampiyonluk parolası maç kaybetmemek olarak belirlenmişti. Ancak sezonun henüz başında ezeli rakip Manchester City’e kaybedilen Community Shield kupası yeni sezon öncesi moralleri bozmuştu. Bu ve bundan önceki hazırlık maçlarında takımdaki birkaç yıldız oyuncuyu denemeyen Klopp yeni sezon öncesi farklı planlar düşünüyordu. Fakat, Klopp için kötü haber beklenmedik yerden Alisson’dan gelmişti sakatlanan kaleci 6 hafta sahalardan uzak kalacaktı Klopp’un önünde ise yine başka bir ezeli rakip Chelsea’den alınacak süper kupa vardı. Mutlu sonun penaltılarla belirlendiği maçı Liverpool Alisson’un yokluğunda kalede Adrian’la kazandı.

The Super Cup 2019 final between Liverpool and Chelsea was the first ever all-English affair in history (Reuters Photo)

Daha sonra geçen zaman zarfında Alisson’un yokluğunda Atletico Madrid’e Şampiyonlar liginden elenen Liverpool ligde şampiyonluktan başka bir şey düşünmüyordu ki, hiç kimsenin beklemediği bir durumla yüz yüz kaldı. Bir hastalık ve sokağa dahi çıkamayan insanlar tüm dünyada baş gösteren virüs liglerin tatil edilmesine ve hatta bazı liglerin tescil edilmesine sebep oldu. Akıllarda Liverpool’un şampiyon olup olmayacağı sorusu vardı çünkü henüz matematiksel olarak şampiyonluk garantilenememişti. Spor kamuoyunun çoğunluğu Şampiyonluğu hak ettiğini düşündüğü Liverpool ara verilen 3 ayın ardından yoluna devam etti ve 2 maç daha kazanarak en yakın rakibinin puan kaybetmesiyle şampiyonluğunu ilan etti. 30 yılın ardından gelen bu şampiyonluğun ağacı Jürgen Klopp meyvesi futbolculardı Liverpool’dan önce spor kamuoyunda bu denli yıldızı parlamayan oyuncular klopp’un sisteminde her sezon birer elmas niteliğinde parladılar. Akıllarda gülen yüzüyle insanları mutlu eden günümüz futbol dünyasında futbolcu ve sistemin uyuşmasının önemini altın harflerle gösteren Zaferin Adamı  Jürgen Norberd Klopp kaldı. 

Jürgen Klopp: İstanbul'un önemi çok büyük



 İBRAHİM BOZKURT


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ENDÜSTRİYEL FUTBOLUN SALT BİR OYUN OLMAKTAN ÇIKIP BİR TÜKETİM KATEDRALİNE DÖNÜŞMESİ

Hayatın içinde ki yaşamlar gibi futbol takımları da bazıları zengin yaşamları, bazıları orta yaşamları, bazıları da hayatta var olabilmeyi amaçlamaktadır. Belki de bu yüzdendir en çok bizi bir takıma yönelik fanatizm tutkusunu tattıran. Bireyler kendileriyle tuttukları futbol takımını özdeşleştirirler ve böylece bazılarımız olmak istediğimiz konumda başarılı olan kulüpleri pekiştirip bir taraf oluruz. Bazılarımız hayatın verdiği ağır mağlubiyeti kabul edip kendi yaşamımız gibi bir türlü başarılı olamamış kulüp taraftarı oluruz. Bunun izahı ancak tuttuğu takımla kendi yaşantısını paralel çizgide yaşayan fanatik taraftarlarca açıklanabilir.  Futbolun dünyada insan hayatının olduğu her alana nüfus ettiği gerçeği bu oyunun ne kadar büyük bir potansiyel gücünün olduğunu göstermektedir. Kapitalist sistemde   bu gücün kullanılması demek sömürülecek  bireyler demektir. Günümüz   endüstriyel kapitalizmin bireyleri tüketen birer robotik varlıklar haline getirdiği bu sistemin f...

Türkiye'nin UEFA Sıralamasındaki Yeri ve Avrupa Kupalarına Katılımı

Avrupa futbolunun en prestijli organizasyonlarından biri olan UEFA (Union of European Football Associations), futbol kulüplerinin ulusal liglerindeki performanslarına göre ülke puanları oluşturur. Bu puanlar, her ülkenin Avrupa kupalarına katılım hakkını belirlerken aynı zamanda o ülkenin futbolunun uluslararası düzeydeki seviyesini yansıtır. Bu yazıda, Türkiye'nin UEFA sıralamasındaki yeri ve Avrupa kupalarına katılım performansı ele alınacaktır. UEFA ülke puanı, bir ülkenin futbol kulüplerinin Avrupa kupalarındaki performanslarını yansıtan bir ölçüdür. Bu puan, ulusal liglerdeki kulüplerin UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi gibi turnuvalardaki başarılarına göre hesaplanır. Kazanılan her maç, berabere biten her maç ve tur atlama gibi faktörler ülke puanını etkiler. Türkiye, bu puanlama sistemi çerçevesinde uluslararası arenada yerini almaktadır. Türkiye'nin UEFA Sıralamasındaki Yeri Ülkemiz, futbolun coşkuyla takip edildiği ve büyük bir tutkunun olduğu bir ülked...

HEP Mİ BİR AKSİLİK!

Hep mi bir aksilik! Sezonu, Gol krallığı yarışında 2'nci sırada bitiren Enes Ünal'ın Transferi başka bir sezona kaldı. Enes Ünal, Bursaspor'da gösterdiği başarılı performansıyla dikkatleri üzerine çekmiş bir futbolcuydu. Özellikle Türkiye’de Basın, onu “Wonderkit” yetenek olarak medyada sürekli olarak gündemde de tutuyordu. Yine aynı dönemde Enes Ünal, Avrupalı gözlemcilerin de takibindeydi. Türkiye'nin santrafor ihtiyacı olduğu bir dönemde, Enes Ünal potansiyeli ve yeteneğiyle ön plana çıkan bir oyuncu olarak Türkiye’nin santrafor susuzluğuna bir çare olarak düşünülüyordu. Enes Ünal, Bursaspor'da geçirdiği süre boyunca golcülüğü ve golcü fiziğiyle ön plana çıktı. Genç yaşına rağmen saha içindeki zekası, hızı ve gol vuruşlarındaki becerisiyle büyük bir etki yaratıyordu. Bu performansıyla Avrupalı kulüplerinin de dikkatini çekti ve kariyerini yurtdışında sürdürme fırsatını ona verecek, uluslararası ağı olan Manchester City’e 26 Haziran 2015 tarihinde Bursaspor’un r...